Günümüz filmlerinde trajediler ölümle, romantik komediler ise evlilik ile noktalanır. Evliliklerin çoğu ise zamanla hem romantik hem de komik yönünü kaybedebilmekte ve bir anlamda traji-komik bir hal alabilmektedir.
Türkiye’de evliliklerin yaklaşık %20’si boşanma ile sonuçlanıyor. Bu boşanmaların büyük bir çoğunluğu ise ilk 5 senede gerçekleşiyor. Diğer taraftan, bittiği halde, korku odaklı veya ekonomik nedenlerle sürmek zorunda olan “DOYUMSUZ ” evliliklerin sayısını ise bilmiyoruz.
Çiftler ilişkilerinin her aşamasında farklı zorluklar ile karşılaşır. Her aşama kendi içinde, güzellik kadar güçlük de barındırır. Doyumlu bir ilişki hayatı oluştumak, bir yaşamı paylaşırken benliğini korumak, ilişkinin sınırlarını belirlemek ve beraberinde getirdiği zorlukların üstesinden gelmek için etkileşim çeşitliliğini geliştirmek gereklidir.
Çift terapisi süreci, ikilinin güçlü yönlerine vurgu yaparak ilişki etkinliğini artırmayı hedefler.
Araştırmaların da gösterdiği gibi, çiftlerin etkileşim kalitesi mutlu veya mutsuz beraberliklerinin en önemli belirleyicisidir. Problemlerini anlaşılabilir bir şekilde birbirlerine aktarabilen ve paylaşabilen bir çift, ilişkinin dengesini ve duyulan memnuniyeti arzulanan seviyede tutabilir.
Bir ilişkide karşılaşılan sorunların sayıca çokluğu, kişilik veya görüş farklılıklarından ziyade konuları ele alış biçimlerindendir. İletişim becerileri öğretilebilir ve öğrenilebilir.
Terapi sürecinde bireyler ve çift, yıkıcı iletişim ve yaklaşım biçimlerini tanımlamayı öğreniyorlar.
Bu süreç zarfında edindikleri becerilerini kullanarak sorunlarının üstesinden gelebilecekleri konusunda bilinçleniyorlar.